İşe başladığım zaman, her şeyi elle yapıyorduk…
Gemi İnşa Mühendisi ve Tasarımcı
İşe ilk başladığımda her şeyi el ile çizerdik ve hala gövdenin stilini elle çizerek başlıyorum, ardından ekibimle birlikte en ileri teknoloji tekne mimarisi yazılımlarıyla çalışmaya devam ediyorum.
Milano’da yaşayan Roberto Biscontini, Southampton School of Architecture’dan mezun olmuştur ve özgeçmişi tekne mimarisi ve tekne performansı konusundaki uzmanlığı hakkında çok şey söylemektedir. 20 yıl boyunca İtalyan ve Yeni Zelandalı America’s Cup takımlar için çalışmıştır - bu büyük bir başarıdır! Dünyanın en hızlı gövdelerini tasarlayan adam aynı zamanda deneyimli bir denizci. “Gençken yelken sporuna tam anlamıyla saplantılıydım. Resmen her gün Adriyatik Denizinde yarışına giderdim.” diyen Roberto, en ileri teknoloji yazılımlarla çalışmasına rağmen her zaman elinde bir çizimle işe başlıyor…
" Tasarımla uğraşmayı seviyorum. Çoğunu kendim yapıyorum. İşe başladığım zaman, her şeyi elle yapıyorduk ve hala gövdenin stilini elle çizerek başlıyorum, ardından ekibimle birlikte en ileri teknoloji tekne mimarisi yazılımlarıyla çalışmaya devam ediyorum. "
Teknelere hayranlık duyan genç, çok erken yaşlardan itibaren performansa saplantısı olduğunu itiraf eden ünlü bir mimara dönüştü. İşe 7,5 metrelik bir yelkenli tekne çizerek başladı ve sonunda bu tekneyi kendi inşa ederek birçok yarış kazandı.
" Her zaman yelken yapmak isteyen çocuklardan biriydim. 16 yaşındayken, iyi bir ekip olmamıza rağmen çok da hızlı olmayan 10 metrelik eski bir salmalı tekne ile yelken yaptık. Sanırım o zaman tekne mimarı olmaya karar verdim. Bana çok etkileyici gelmişti! "
20 yıl boyunca çeşitli girişimler için America’s Cup’ta çalışan, dünyanın dört bir yanına seyahat eden ve birçok farklı insanla tanışan Roberto, ciddi boyutta deneyim kazandı ve Il Moro di Venezia’dan 2013 America’s Cup’taki Yeni Zellanda Ekibinin katamaranına kadar en iyi performans gösteren teknelerde her şeyi öğrendiğini itiraf ediyor.
" Daha sonra okyanus yarışları yapan yelkenli teknelere odaklanabilmek için durmaya karar verdim” diye açıklıyor Robert. “Örneğin, BENETEAU ile çalışmak gerçek bir meydan okumaydı. Teknenin maliyeti bir sınırdır ve her bir parçanın endüstriyel olarak işlenmesi gerekiyor. Şimdi benim işim performanstan asla ödün vermeksizin hangi unsurların en önemli olduğuna karar vermek. "
Denizde ve karada meydan okumaya hevesli, gövdelerden her zaman etkilenen ve gözü sürekli dümen suyunda olan Roberto Biscontini, yelkenciliğin herkes için her zaman bir zevk olarak kalabilmesi için uzmanlığını sunmak üzere zamana ayak uydurarak hareket eden son derece yetenekli bir mimardır.
